OFAC Yaptırımları ile Baş Etmenin Yolları: Olası Yaptırımlarla Mücadelede ve Yaptırım Listesinden Çıkma Sürecinde Uyum Programlarının Önemi
ABD’nin OFAC yaptırımları, ABD bağlantılı işlemleri hedef alarak uyum gerekliliklerini artırırken, Türkiye’nin stratejik konumu riskleri daha da büyütüyor. Şirketlerin, bu risklere karşı proaktif önlemler alarak düzenli risk değerlendirmeleri yapması ve kapsamlı uyum programları oluşturması kritik önem taşıyor. Yaptırımları önlemekte ve SDN Listesi’nden çıkış sürecinde etkili bir uyum programı belirleyici rol oynuyor.
14.03.2025

Son beş yılda, Amerika Birleşik Devletleri (“ABD”) Hazine Bakanlığı’na bağlı Office of Foreign Assets Control (Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi) (“OFAC”), ABD kişilerine ve ABD ile bağlantılı (U.S. Nexus) işlemlerin taraflarına çeşitli ekonomik yaptırım programlarını çok daha yoğun şekilde uygulamaktadır. Bu yaptırımların temel amacı ABD'nin ulusal güvenliğini, dış politikasını ve ekonomisini korumak olup, insan haklarının korunması, uyuşturucu kaçakçılığı ve terörizm ile mücadele gibi çeşitli amaçlara da hizmet etmektedir.
OFAC tarafından listelenen kişilerin varlıkları bloke edilir ve genellikle ABD'lilerin bu kişilerle işlem yapması yasaklanır. 2025 yılının ilk çeyreği itibariyle OFAC Özel Olarak Belirlenmiş Kişiler ve Bloke Edilmiş Kişiler Listesi’nde (“SDN Listesi”) 18.000’nden fazla kişi ve kuruluş bulunmaktadır.[1] Aynı zamanda SDN Listesi’nde 1.184 gemi ve 374 hava taşıtı yer almaktadır.[2]
“ABD kişileri” kavramı, OFAC yaptırımları açısından aşağıdaki sayılan tüm gerçek ve tüzel kişileri kapsayacak şekilde tanımlanmaktadır:
(i) Yerleşik oldukları ülkeye bakılmaksızın tüm ABD vatandaşları
(ii) Kalıcı oturma iznine sahip olan kişiler,
(iii) ABD merkezli tüm tüzel ve ABD’de mukim gerçek kişiler,
(iv) ABD regülasyonlarına uyarınca kurulan veya
(v) ABD vatandaşlarının sahip olduğu ya da onların kontrolü altında bulunan tüzel kişilikler
Fakat önemle belirtmek gerekir ki, OFAC yaptırımlarının muhatabı konumunda olabilecekler sadece ABD Kişileri ile sınırlı kalmamaktadır. Gerçekleştirilmiş olan ticari faaliyette;
- ABD doları kullanılıyor olması,
- ABD’de yerleşik kurumların iştirakleri, şubeleri ve temsilciliklerinden birinin, ABD vatandaşları veya ABD’de yerleşik kişilerden herhangi birinin yapılan işlemin herhangi bir aşamasında yer alması,
- İşlemin finansörünün veya karşı tarafının ABD kişisi veya kurumu olması,
- ABD orijinli mal ve hizmetler üzerinde işlem yapılması,
- İşlemin ABD içinden ya da üzerinden gerçekleştirilmesi,
Nedenlerinden herhangi birine istinaden, işlemin ABD ile bağlantılı kabul edilmesi de OFAC yaptırımları ile karşı karşıya kalma sonucuna yol açabilmektedir. Bu nedenle ABD kişisi statüsü içerisinde direkt olarak yer almayan ancak yürüttükleri ticari faaliyetleri çerçevesinde ABD bağlantısı bulunması ihtimali olan kurum ve kuruluşların da aynı özen ve dikkatle hareket etmeleri önem taşımaktadır.
Bu noktada özellikle belirtmek gerekir ki, Rusya-Ukrayna krizinin ardından, ABD tarafından uygulanan yoğun yaptırım rejimleri, stratejik konumu ve ekonomik bağlantıları nedeniyle Türkiye’yi de OFAC yaptırımlarının odağı haline getirmiştir. OFAC, bugüne kadar toplam 320’nin üzerinde Türk kişi ve kuruluşu SDN listesine almıştır[3]. Buna ek olarak, Rusya'nın savaş çabalarını destekleyecek teknoloji ve ekipmanı üçüncü ülkelerden temin edebileceği ağları ve kanalları bozmayı hedefleyen ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yüzlerce kişi ve kuruma uyguladığı yaptırımları yayımladığı bilgi formunda Türkiye, Rusya'nın askeri-endüstriyel üssü için kritik önem taşıyan üreticilerinin, ihracatçılarının ve ithalatçılarının bulunduğu ülkeler arasında sayılmaktadır.[4] Bu durum, Türk şirketleri açısından yaptırım kurallarına uyumun önemini daha da artırmaktadır. OFAC yaptırımlarının artan yoğunluğu ve kapsamı, şirketlerin uluslararası standartlara uygun, proaktif bir risk yönetimi stratejisi geliştirmesini zorunlu kılmaktadır.
OFAC SDN Listesi ve Bu Listeye Giren Şirketlerin Karşılaşabileceği Sorunlar
OFAC tarafından en sıklıkla uygulama alanı bulan yaptırım türü, liste bazlı yaptırımlardır. Bu listeler SDN listeleri ve Non- SDN listeleri olmak üzere iki ana başlığa ayrılabilir. Non-SDN Listeleri, yine OFAC tarafından yayımlanan ve ABD tarafından belirli yaptırımlara tabi tutulan ancak SDN Listesi’ndeki kadar ağır kısıtlamalar öngörülmeyen (örneğin, seyahat yasağı) kişi ve kuruluşları içeren listeleri ifade eder. SDN Listesi’nde yer alan kişi ve şirketlerin ise mal varlıkları ABD’de bloke edilmiş ve ABD kişileri ile ilişki ve işlemleri kural olarak yasaklanmıştır. Bir diğer önemli sonuç ise, Türkiye’de faaliyet gösteren bankalar tarafından, yurt dışı ile ilgili yapılacak işlemlerin yanı sıra Türkiye içerisindeki işlemler için de şirket ve şirketin pay sahiplerinin banka hesaplarının blokaja alınması ve işlemlerinin gerçekleştirilmemesidir. Ayrıca, yaptırım listelerine konu olmuş kişi ve kurumlarla yeni iş ilişkilerinin kurulması ticari açıdan tercih edilmeyebileceği gibi, mevcut iş ilişkileri açısından, sözleşmelerde geçerli fesih nedeni oluşturabilir ve bu durum sözleşmelerin sona ermesine yol açabilir. Bunun yanı sıra, yaptırım listesine alınan şirketler ya da kişiler, iş ortakları açısından ciddi tazminat yükümlülükleri doğurabilmektedir. Bu gibi nedenlerle uğranılabilecek ekonomik zararın yanı sıra, OFAC listesi içerisinde yer almak, şirketin itibarının da ciddi bir şekilde zedelenmesi sonucunu doğurur. Bu durum, şirketin kamu nezdindeki algısını olumsuz etkileyerek marka değerinde kayba neden olabilir.
Böylelikle, şirketlerin OFAC yaptırımlarına maruz kalma risklerini minimize etmek için bir yaptırım uyum programı oluşturmaları ve bu programı azami özen ve titizlikle takip etmeleri büyük önem arz etmektedir.
OFAC Yaptırımları ile Mücadele Aracı olarak Uyum Programları
OFAC, 2019 tarihinde yayınlamış olduğu OFAC Uyum Taahhütleri Kılavuzu (A Framework for OFAC Compliance Commitment) (“Uyum Kılavuzu”) kapsamında, bir Yaptırım Uyum Programında (Sanctions Compliance Program) yer alması gereken beş temel adımı içeren standart bir yöntem tavsiyesinde bulunmaktadır:
(i) Yönetim taahhüdü: OFAC Uyum Kılavuzu’na göre, üst yönetimin desteği, oluşturulan Yaptırım Uyum Programı’nın kuruluş içinde meşrulaştırılmasını ve günlük operasyonlara entegre edilmesini sağlayarak, uyum programının bir kültür haline gelmesine olanak tanır. Üst yönetim, uyum departmanına yeterli kaynağı sağlamalı ve bu birimlere gereken yetki ve bağımsızlığı tanımalıdır. Buna ek olarak, üst yönetim, Yaptırım Uyum Programı’nı düzenli aralıklarla gözden geçirmeli ve gerek ilgili birimle yapacağı rutin toplantılar, gerekse doğrudan raporlama sistemiyle süreci etkin bir şekilde takip etmelidir.
(ii) Risk Değerlendirmesi: OFAC, kuruluşlara Yaptırım Uyum Programı süreçlerinde risk temelli bir yaklaşım benimsemelerini tavsiye etmektedir. Bu kapsamda, başarılı risk değerlendirmesi, (i) kuruluşun bütüncül bir şekilde incelenmesi ve (ii) müşteriler, tedarik zinciri, sunulan ürün ve hizmetler ile karşı tarafların coğrafi bölgeleri gibi tüm dış bağlantı noktalarının detaylı bir şekilde analiz edilerek değerlendirilmesi aşamalarını içermelidir. Ayrıca, şirket birleşmeleri ve devralmaları gibi durumlarda detaylı bir risk analizinin yapılması özellikle önem taşımaktadır. Risk analizleri, düzenli olarak güncellenerek yeni ortaya çıkan durumlara göre uyarlanmalı ve uyum politikaları ve iç kontroller yeni verilere göre optimize edilmelidir.
(iii) İç Kontroller: Etkili bir Yaptırım Uyum Programı, kuruluş içi politika, prosedürler ve benzeri iç kontrol mekanizmalarını içermelidir. İç kontrollerin temel amacı risk değerlendirmelerinde tespiti yapılmış olan riskleri gidermek veya minimize etmektir. İç kontroller, yaptırım risklerini tespit etmek, raporlamak ve gerektiğinde müdahalede bulunmak için uygun bir yapı sunmalıdır. Ayrıca, oluşturulan mekanizmalar, OFAC’in yaptırım listelerindeki güncellemelere ve benzeri yeniliklere uyum sağlayabilecek şekilde esnek ve dinamik bir yapıda olmalıdır. Bu süreçlerin etkin bir şekilde yürütülebilmesi için politika ve prosedürlerin tüm çalışanlara açıkça iletilmesi gereklidir.
(iv) Test ve denetim: Test ve denetim süreçleri, oluşturulan Yaptırım Uyum Programı’nın etkinliğinin değerlendirilmesinde ve programın eksik veya zayıf yönlerini belirlenmesinde rol oynamaktadır. Yaptırım Uyum Programı’nın belirli bir bölümü üzerinde veya kuruluş genelinde test ve denetim yapılabilir. Elde edilen bulgular ilgili kişilerle ve üst yönetimle paylaşılmalı, tespit edilen eksiklikler giderilene kadar uygun telafi edici önlemler alınmalıdır.
(v) Eğitim: Tüm çalışanlar, yaptırım kurallarına uyum sorumluluklarını anlayabilmeleri için kuruluşun risk profiline ve hedef kitleye göre özel olarak tasarlanmış periyodik eğitimlere tabii tutulmalıdır. Bu eğitim programları kuruluşun risk profiline uygun sıklıklarla düzenlenmeli ve kolay erişilebilir kaynaklar ve materyaller ile desteklenmelidir. Ayrıca, çeşitli değerlendirme araçları kullanılarak çalışanlar bu eğitimlerden sorumlu tutulmalı ve herhangi bir olumsuz denetim sonucunda derhal düzeltici önlemler alınmalıdır.
Başarılı ve güvenilir bir uyum programı planlarken, beş unsurlu bu yöntem mutlaka izlenmelidir. Ayrıca, takip edilen adımların şirketin yapısına ve ihtiyaçlarına özgü olarak tasarlanması, sürecin verimli ve çözüm odaklı olabilmesi için önemlidir. OFAC’in de Uyum Kılavuzu’nda altını çizmiş olduğu üzere, şirketlerin tümüne uygulanabilecek nitelikte tek tip bir uyum programı yoktur, bu nedenle etkili bir uyum programı ve risk değerlendirmesinin ilk ve en önemli unsurlarından bir tanesi de şirket hakkında yürütülecek kapsamlı bir due diligence sürecidir.
Ayrıca, yaptırım konusu kişilerin, ülkelerin veya bölgelerin ticaret zincirinde bulunması daha muhtemel olduğundan, OFAC aşağıdaki durumların varlığı halinde kurumun kendi uyum programına sahip olmasını özel olarak beklemektedir:
1. Yüksek ticaret hacmi olan uluslararası anlaşmalar
2. Şirket birleşmesi gibi bir neden ile değişen büyük bir müşteri tabanı ile çalışma
3. Yaptırım ihlali riskinin yüksek olduğu bölge ile işlem
4. Bir yaptırım programıyla bağlantısı olan bir işletmeyle yapılan işlem
5. Elektronik mal ve hizmet satışı
6. Geçmişte OFAC ile herhangi bir etkileşim
OFAC, yukarıda bahsedilen altı durum da dahil olmak üzere uyum programlarını hiçbir zaman kesin bir şart olarak koşmamıştır. Ancak Uyum Kılavuzu’nda belirttiği üzere, ileride karşılaşılabilecek olası bir ihlal ve yaptırım değerlendirilmesinde etkili bir uyum programının bulunmasını cezanın tayininde hafifletici neden olarak değerlendirmektedir. Bu bağlamda, özel bir uyum programına sahip olunmaması da OFAC tarafından olası bir cezada ağırlaştırıcı neden olarak kabul edilebilecektir.
SDN Listesi’nden Çıkış (Delisting Procedures)
Yukarıda söz edilen uyum programlarının uygulamasında geç kalındığı için veya herhangi başka bir nedenle kendini SDN listesinde bulan bir şirket de bu konuda yolun sonuna gelmiş değildir. İstikrarlı bir şekilde doğru adımlar takip edildiği takdirde, listeden çıkmak mümkün olacaktır. Zira, OFAC yaptırımlarının birincil amacı cezalandırmak değil pozitif davranışları yaygınlaştırarak olası ihlallerin önüne geçmektir. Nitekim OFAC her sene çok sayıda gerçek ve tüzel kişiyi SDN listesinden çıkarmakta veya yaptırımın kapsamını ya da içeriğini değiştirmektedir. Ancak bu noktada, SDN listesinden çıkma başvurusunun OFAC tarafından değerlendirmesinin, bir yıldan az olmamak üzere, iki yıla kadar sürebileceği gözden kaçırılmamalıdır.
Listeden çıkarılmak için listede bulunan kişilerin yeniden idari bir değerlendirmeden geçmek amacıyla OFAC’e resmi bir başvuruda bulunarak SDN listesinden çıkarılma dilekçesi vermeleri gerekmektedir. Bu dilekçede çıkarılma talebinin gerekçesine ilişkin ayrıntılı bir açıklamaya yer verilmelidir.
OFAC listesinden çıkarılma gerekçeleri, Federal Düzenlemeler Yasası (Code of Federal Regulations)(“CFR”) (31 CFR §501.807) kapsamında, en yaygın olarak iki ana başlık altında incelenebilir:
1. Yaptırım Sebeplerinin Ortadan Kalkması veya Gösterilen Yaptırım Sebeplerinin Yeterli Dayanak Oluşturmadığı İddiası: SDN listesinde bulunan kişi veya kuruluşun başvurusunda, yaptırıma sebebiyet veren koşulların artık geçerli olmadığını veya yaptırım için yeterli dayanak bulunmadığını kanıtlayan argümanlar veya deliller sunması oldukça önemlidir. Bunun yanı sıra yaptırıma tabi kişi veya kuruluş, OFAC’a yaptırımın dayanağını ortadan kaldıracağını düşündüğü iyileştirici adımlar önerebilir.
2. OFAC ile İş Birliği ve Yaptırım İhlallerinin Düzeltilmesi veya OFAC Tedbirlerinin Olumlu Bir Davranış Değişikliğine Yol Açmış Olması: SDN listesine alınan kişi bu gerekçe ile yapacağı başvuruda, geçmişte yaptırımlara neden olan faaliyetlerin bilincinde olduğunu kabul etmeli ve bu faaliyetlerin tekrarlanmasını önlemek için almış olduğu ve almaya devam ettiği önlemleri ayrıntılı bir şekilde açıklamalıdır. Hatalı davranış veya faaliyetlerin nasıl düzeltildiği ve yasal düzenlemelere uyumlu hale getirmek için ne tür adımlar atıldığı da ayrıca belirtilmelidir.
Aynı zamanda, SDN listesinde yer alan kişi veya kuruluş, dilekçesinde kurumsal yeniden yapılanma ve SDN listesine alınmış kişilerin kuruluşla ilişiklerinin kesilmesi gibi, yaptırımın temel sebebini ortadan kaldırmaya yönelik alınan düzeltici önlemleri açıkça belirtmelidir. OFAC yukarıda belirtilen ana sebepleri de içeren başvuru dilekçesini aldığına dair bilgilendirmeyi başvurunu sahibine yaptıktan sonra, değerlendirme sürecinde ek bilgi veya belge talep edebilmektedir. Bunun yanı sıra değerlendirme süreci içerisinde SDN listesinde yer alan kişilerin, kuruluşların ekonomik ya da ticari anlamda yeni, orantısız mağduriyetlerinin doğması halinde ek bir dilekçe ile bilgi ve belgelerini sunması mümkündür.
Bu noktada, şirket için özel olarak hazırlanmış etkili ve verimli bir uyum programı geliştirilerek takip edilmesi ve ilgili bilgi ve belgeler ile OFAC’e delillendirilmesi kritik bir rol oynamaktadır. Unutmamalıdır ki; arzu edilen sonuca ulaşmak ancak doğru ve düzenli yürütülen bir uyum programı ve idari başvuru süreci ile mümkün olacaktır.
Sonuç
OFAC yaptırımları yalnızca “ABD kişileri” ile sınırlı olmayıp, ABD bağlantısı taşıyan ticari faaliyetler de yaptırımlara tabi olabilir. Bu nedenle hem ABD kişilerinin hem de ABD bağlantılı işlemler gerçekleştiren tüm kurum ve kuruluşların OFAC ve yaptırımları konusunda dikkatli olmaları büyük önem taşımaktadır. Özellikle Rusya-Ukrayna krizi sonrası, Türkiye’nin stratejik konumu ve ekonomik bağlantıları nedeniyle OFAC yaptırımlarının odağı haline geldiği unutulmamalıdır. Bu kapsamda, Türk kişi ve kuruluşlar, işlem yaptıkları tarafları, müşterileri, tedarikçileri ve diğer potansiyel üçüncü tarafları içeren düzenli ve kapsamlı risk değerlendirmeleri gerçekleştirmelidir. Bir yaptırım listesinde yer almanın ekonomik ve itibari riskleri göz önünde bulundurulduğunda, yaptırımlara maruz kalma riskinin azaltılmasında uyum programlarının önemi göz ardı edilemez. Etkili bir uyum programı hazırlanırken, OFAC’in kılavuzunda yer alan 5 unsura dikkat edilmesi gerektiği gibi, programdan azami ölçüde verim alabilmek için her şirketin özel ihtiyaçlarına göre programın uyarlanması gerektiği de unutulmamalıdır.
Ayrıca, yaptırım gerçekleştikten sonra OFAC ile iş birliği içerisinde yürütülecek uyum programları ve etkili başvuru süreçleri ile SDN Listesi’nden çıkmak da mümkündür. Bu süreçte doğru adımların zamanında atılması ve OFAC’e yapılan başvuruların güçlü bir şekilde desteklenmesi önemlidir. Bu durum uyum programlarının hem yaptırım öncesindeki önleyici hem de yaptırım sonrası telafi edici rolü bakımından çok boyutlu önemini gözler önüne sermektedir.
Katkıları dolayısıyla Ayşe Gönen Anaeli'ye teşekkür ederiz.
Kaynakça
[1] ABD OFAC Özel Olarak Belirlenmiş Kişiler (SDN) Listesi (Erişim tarihi: 12 Mart 2025). (2025). Open Sanctions: https://www.opensanctions.org/datasets/us_ofac_sdn/ adresinden alındı
[2], [3] OFAC Yaptırımlar Listesi Sayfası (Erişim Tarihi: 12.03.2025) . (2025). Office Of Foreign Assets Control (OFAC): https://sanctionssearch.ofac.treas.gov/ adresinden alındı
[4] New Measures to Degrade Russia’s Wartime Economy. (2024, August 23). U.S. Department of State: https://2021-2025.state.gov/new-measures-to-degrade-russias-wartime-economy/ adresinden alındı
-
Kemal Altuğ Özgün
Managing Partner
-
Buket Özkan
Associate
-
Sude Asya Şahin
Legal Trainee